Dicle Üniversitesi Öğrencisi Nur Sena Düzgün’ün Ölümü: Olayın Perde Arkası
Haberin Başlıkları
26 Mayıs tarihinde Dicle Üniversitesi Onkoloji Hastanesi bahçesinde gerçekleşen trajik bir olay, araştırma görevlisi Ahmet P. ile ilgili iddiaları gündeme taşıdı. Genç öğrenci Nur Sena Düzgün’ün kaybolması üzerine başlatılan arama çalışmaları, bir gün sonra trajik bir şekilde sona erdi; Düzgün’ün cansız bedeni hastanenin bahçesindeki bir ağaca asılı şekilde bulundu. Otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından cenazesi defnedildi.
Olayın Gelişimi ve Kayıp İhbarı
Düzgün’ün ailesi, hala eve dönmediğinden endişelenerek kayıp başvurusu yaptı. Olay sonrasında, polis ekipleri tarafından başlatılan arama çalışmaları, üzücü bir sonuca ulaştı. Genç kızın ölü bulunması, hem ailesini hem de arkadaşlarını derinden etkiledi.
İntihar Mektubu ve Tespitler
Olay yerinde yapılan incelemelerde, Nur Sena’nın kişisel eşyalarının yanı sıra bir not da bulundu. Notta, Düzgün’ün Ahmet P. isimli araştırma görevlisini işaret ettiğine dair ifadeler yer aldı. Mektubunda, yemeğini uzun süre yiyemediğini ve acıktığını belirten Düzgün, "Ölmeden bir şeyler yemeyi isterdim" ifadesini kullandı. Aynı zamanda, borçlarının ne şekilde ödenmesi gerektiğini de açıkladı.
Ahmet P. Hakkındaki İddialar
İletilmiş olan notun içeriği, Ahmet P. hakkında bazı iddiaları gündeme getirdi. İfadesine başvurulmak üzere emniyete götürülen Ahmet P., içinde bulunduğu duruma dair detayları paylaştıktan sonra serbest bırakıldı. Bununla birlikte, Dicle Üniversitesi tarafından kendisi hakkında idari bir soruşturma başlatıldı ve görevi süresiz olarak askıya alındı.
Soruşturma Süreci Başlatıldı
Üniversite yönetimi, Düzgün’ün vefatıyla ilgili olarak geniş çaplı bir araştırma sürecine girişti. Rektörlükten yapılan açıklamada, Ahmet P. ile ilgili iddiaların üniversite etik değerleriyle çeliştiği vurgulandı. Bu nedenle, gerekli soruşturmanın başlatıldığı ve ilgili öğretim elemanının görevden uzaklaştırıldığı belirtildi.
Sonuç ve Toplumsal Etki
Bu trajik olay, üniversite camiası ve toplumda büyük bir yankı uyandırdı. Nur Sena Düzgün’ün yaşamını yitirmesi, genç bireylerin ruh sağlığı üzerine bir kez daha dikkat çekti. Olayın sonuçları, hem eğitim kurumları hem de bireyler için önemli dersler çıkarılması gerektiğini gösteriyor.
Düzgün’ün hayatı ve ölümü, toplumsal bir sorun olan mental sağlık meselelerinin yeniden ele alınmasına neden oldu.