İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ‘Sesler ve Küller’ Başlıklı Sahne Kantatıyla Dinleyicilere Müzik Ziyafeti Sundu

Dünya Prömiyerini Yapan ‘Sesler ve Küller’ Kantatı Sahnede

Ankara Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Demir’in librettosunu yazdığı, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın orkestra şefi ve besteci Hasan Niyazi Tura’nın bestelediği ‘Sesler ve Küller: Karanlığın Orta Yerinde Küçücük Bir Kalpten Yükselen Ağıt’ isimli sahne kantatı, CSO Ada Ankara Ziraat Bankası Ana Salon’da dünya prömiyerini gerçekleştirdi. Eserde, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasına, Devlet Çoksesli Korosu eşlik etti. Konserde, insanın insana yaptığı kötülüklerin durması gerektiğine vurgu yapılırken, eseri çocuk solist Ada Reyhan Günay, sopranolar Hülya Kazan, Ceren Aydın ve bariton Kamil Kaplan seslendirdi. Konser, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel ve birçok sanatsever tarafından ilgiyle izlendi.

Yavuz Demir: ‘Sesler ve Küller, Savaşa Karşı Bir Tezahür’

Libretto yazarı Prof. Dr. Yavuz Demir, eserin Türk müzik literatürüne kazandırılan yeni bir eser olduğunu belirtti. Demir, eserin, geçmişten günümüze kadar olan insanlığın savaşlarını ve zulmünü yansıttığını ifade etti. Küçük bir kızın gözünden savaşın acısı ve zulmün ne anlama geldiğini aktaran eserin, insanları düşünmeye ve harekete geçmeye çağırdığını belirtti.

Hasan Niyazi Tura: ‘Sesler ve Küller Özel Bir Eser’

Orkestranın şefi ve bestecisi Hasan Niyazi Tura, ‘Sesler ve Küller’ kantatının teknik ve duygusal anlamda özel bir eser olduğunu söyledi. Eserin, mazlumun yanında duran ve insanlığın yaşadığı acılara dikkat çeken bir duruş sergilediğini ifade etti. Aynı zamanda çocuk solistin performansını ve eserin kalplerde yaratacağı etkiyi vurgulayarak, eserin seyircilere güzel duygular hissettirmesini umut etti.

Tura: ‘Kalpten Gelen Müzik, Kalplere Gitsin’

Tura, ‘Sesler ve Küller’ eserinin çocuk başrolü ile özel bir proje olduğunu belirtti. Çocuk sanatçının eserde yer almasının nadir olduğunu söyleyen Tura, eserin kalpten gelerek kalplere ulaşmasını umut ettiğini dile getirdi. Beethoven’ın “Kalpten geldi, kalplere gitsin” sözünden ilham aldığını belirten Tura, eserin seyircilerde güzel duygular bırakmasını temenni etti.