OECD, “Köşeyi Dönmek” temasıyla yeni Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayımladı ve küresel ekonomiye ilişkin büyüme beklentilerini revize etti.

OECD, dünya çapında dezenflasyon sürecinin devam etmesi, reel gelirlerin iyileşmesi ve birçok ekonomide para politikasının daha az kısıtlayıcı olmasının talebi destekleyeceği beklentisiyle küresel ekonomide bu yılki büyüme tahminini yüzde 3,2’ye yükseltti.

G20 Ülkeleri ve Almanya’da Büyüme Farklılıkları

Rapora göre, ABD, Brezilya, Hindistan, Endonezya, ve Birleşik Krallık gibi G20 ülkelerinde güçlü bir büyüme görülürken, Almanya gibi bazı ekonomilerde daha zayıf bir büyüme yaşandı.

Hizmet Sektörü Ön Plana Çıkıyor

Hizmet sektöründe ekonomik aktivitenin güçlü kaldığını belirten rapora göre, reel ücretlerdeki artış hane halkı gelir ve harcamalarını destekliyor ancak satın alma gücü henüz salgın öncesi seviyelere geri dönmedi.

Öte yandan, küresel ticaret hızla toparlanırken, yüksek nakliye maliyetleri ve ılımlı ihracat siparişleri dikkat çekiyor.

“Para Politikası Daha Az Kısıtlayıcı Olacak”

OECD, küresel ekonomide dezenflasyon sürecinin devam etmesi ve para politikasının kısıtlamalarının azalması ile bu yıl küresel ekonomide yüzde 3,2 büyüme öngörüyor.

Türkiye Ekonomisi ve Büyüme Öngörüleri

OECD, Türkiye ekonomisinde bu yılki büyüme tahminini yüzde 3,2 olarak revize ederken, enflasyonun halen yüksek seyredeceğini ve sıkı parasal politikaların devam etmesi gerektiğini vurguluyor.

ABD ve Euro Bölgesi Ekonomik Büyüme Tahminleri

ABD’nin bu yılki büyüme tahmini yüzde 2,6 olarak devam ederken, Euro Bölgesi’nde 2025 büyüme öngörüsü aşağı yönlü revize edildi. ABD’de büyüme beklentileri 2025 için de aşağı çekildi.

Çin Ekonomisi ve Stabil Büyüme Beklentisi

Çin ekonomisinde bu yıl ve 2025 için büyüme tahminleri değişmezken, enflasyonun düşük seyretmesi öngörülüyor.

Jeopolitik Riskler ve Ekonomik Büyüme

Raporda, jeopolitik gerilimlerin yatırımlara zarar verebileceği ve iş gücü piyasalarındaki baskıların ekonomik büyümeyi etkileyebileceği uyarısına yer verildi. Para politikalarının verilere bağlı olarak devam etmesi gerektiği vurgulandı.