Boğaziçi Üniversitesi’nde Akademik Özgürlük ve Değişim İstekleri
Seçkinlerin Hapishanesi Olarak Boğaziçi Üniversitesi
Boğaziçi Üniversitesi, uzun yıllar boyunca akademik özgürlüklerin alt düzeyde seyrettiği bir okul oldu. Darbeler, iktidar değişimleri, ekonomik dönüşümler… Hiçbiri bu seçkinlerin iktidarını sarsamadı. Ülkede kıyamet kopsa onlar okulun kritik kademelerini işgal etmeye devam ettiler.
Bunun doğal sonucu, ahbap çavuş ilişkilerinin ve adam kayırmacılığın (kronizm ve nepotizm) egemenliği idi. Kendilerinden olmayanlara bırakın herhangi bir yönetim kademesini, alelade bir kadro bile vermeyen Boğaziçi seçkinleri uzun yıllar boyunca okulun kaynaklarını diledikleri gibi kullandılar.
Akademik Değerlerin Etkisi
Boğaziçi’nde akademik hayat da buna göre şekillendi. Yabancı dil bilmenin ayrıcalık olduğu dönemlerde okulun akademik zayıflığı pek dikkat çekmedi. Ancak yabancı dilin “büyük bir sorun” olmaktan çıkmaya başladığı 2010’lu yıllar ile beraber Boğaziçi’nin akademik sorunları daha fazla görünür hale geldi.
Boğaziçi’nin Dönüşümü ve Akademik Özgürlük Mücadelesi
Bugün, rektör Prof. Dr. Naci İnci’nin kırmaya çalıştığı şey, biraz da işte bu akademik esaret ve bilimsel kalitesizlik hali. Maddi alt yapı çalışmaları, bilimsel istatistikler, akademik rekabete ve işbirliğine dair rakamlar, öğrencilerin okula dair görüşü hepsi Naci Hoca ve ekibinin okulu özgürleştirdiğini gösteriyor.
İspiyoncu Dikelekler ve Uluslararası İlişkiler
Arkalarına öğrencileri, akademisyenleri takamayan gardiyanlar, Naci Hoca’yı uluslararası akademiye “ispinyolamaya” kadar ileri gitmişler.
Anlaşılan o arkadaşların bir kısmı, Magna Carta Observatory adlı kurumun yönetimi. Üniversitelerin Magna Carta’sı dedikleri ve 925 üniversitenin imzaladığı bir tür “üniversite özgürlüğü beyannamesinin” denetçileri. Akademik özgürlük ve kurumsal bağımsızlık konularında gözlemcilik yapıyorlar.
Magna Carta ve Akademik Özgürlük İhlalleri
Peki bu kurum, akademik özgürlüklere dair ne tür bir ölçüm yapıyor? Elinde ne gibi bir standart var? Özgürlüğün ihlali nasıl tespit ediliyor? Bunların hepsi son derece flu. Avrupa akademisinin belki de en eski usulde kaleme alınmış genel geçer kalıpları ile “özgürlük yargısı” dağıtıyorlar.
Benden Magna Carta’cılara bir uyarı: Sözüne itibar ettiğiniz bu “dikelek” takımı, Türkiye’de salladıkları yalanlarla meşhurdur. Bunların atına binerek kendi itibarınızı da riske atmayın.