markdown
Türkiye Teknopark Ekosisteminde Yeni Dönem: Nitelik ve Rekabet
Giriş: Teknoloji ve Ekonomi Uyumu
Türkiye’nin teknopark ekosistemi, geçmişte yaşadığı niceliksel büyümenin ardından, artık nitelik odaklı bir döneme girmeye hazırlanıyor. 100’den fazla teknopark ve 12 bini aşkın teknoloji firması ile güçlü bir Ar-Ge yapısına kavuşan sektör, Elektraweb CEO’su Kemal Oral’ın ifadesiyle “üretimden ticarileşmeye geçişin” önemine dikkat çekiyor. Ekosistem, global rekabette daha iddialı olmanın yollarını arıyor.
Ar-Ge ve Ticarileşme: Sektörün İhtiyacı
Antalya Teknokent’te faaliyet gösteren Elektraweb, Akdeniz Üniversitesi iş birliği ile Türkiye’nin ilk entegre yazılım çözümünü geliştirerek otellerde karbon ayak izini uçtan uca yönetmeyi başardı. Bu proje, TÜBİTAK 1711 Yapay Zekâ Ekosistem Çağrısı kapsamında desteklendi ve otellerde kullanılmaya başlandı. Oral, bu başarıyı “teknopark teşviklerinin doğru kullanılmasıyla büyüyen Ar-Ge ekosisteminin somut çıktısı” olarak değerlendirdi.
Şeffaf Denetimler ve Rekabet Gücü
Elektraweb CEO’su Kemal Oral, teknopark denetimlerinin sıkılaşmasını olumlu bulduğunu vurguladı. “Şeffaf ve düzenli denetimler, teşviklerin amacına uygun kullanılmasını sağlar ve rekabeti güçlendirir.” diyerek ekledi. Teknoparklarda uygulanan yüzde 3 yatırım zorunluluğu, özellikle erken aşama girişimler için önemli bir finansman kaynağı oluşturuyor.
Eğitim ve İşbirlikleri: Geleceğin Temeli
Kemal Oral, yetkin Ar-Ge mühendislerinin bulunmasının zorlaştığını belirterek, üniversite-sanayi iş birliklerinin ve ortak laboratuvarların kritik hale geldiğini ifade etti. Ayrıca, teminatsız kredi modelleri ve devlet destekli risk sermayesi fonları, Ar-Ge firmalarının cesur adımlar atmasını sağlayabilir.
Teknoparkların Geleceği: Yeni Teknolojilerin Yükselişi
Kemal Oral’ın teknoparkların geleceğine ilişkin değerlendirmeleri dikkat çekici. “Yapay zekâ laboratuvarları, veri merkezleri ve yeşil teknoloji çözümleri, teknoparkların yeni kimliği olacak.” diyen Oral, enerji verimliliğinin ve karbon ayak izi yönetiminin bu dönüşümde merkezde yer alacağını belirtti. Türkiye, teknopark stratejisinde doğru bir çizgide ilerliyor, fakat Ar-Ge’den ticarileşmeye geçişi hızlandıracak mekanizmalara ihtiyaç duyulmakta.
Sonuç: Ekosistemin Potansiyeli
Bu ekosistemin, Türkiye’yi bölgenin teknoloji üssü olmaya aday gösterdiği ortada. Ekosistemdeki gelişmeler, yalnızca teknoloji ve mühendislik alanında değil, genel ekonomi üzerinde de derin etkiler yaratabilir. Gelecek vadeden projelerin doğru yönetilmesi, ekonomimizin niteliksel büyümesine katkıda bulunacak ve global pazarda prestij kazanmasına yardımcı olacaktır. Ekonomik büyümeyi desteklemek ve uluslararası rekabette güç kazanmak için bu süreçleri daha etkin kılmak, sektör paydaşlarının ortak sorumluluğu olmalıdır.

