Gazze’de Savaşın Etkileri: Uluslararası Akademik Boykotlar
Dünya Genelinde Akademik Kurumların Boykotu
Gazze’de savaşın bilançosu ağırlaşırken, uluslararası akademik kurumlar, İsrail ile olan bağlarını koparma yönünde adımlar atıyor. Norveç, Belçika, İspanya ve İrlanda’daki üniversitelerin yanı sıra Amsterdam Üniversitesi, Kudüs İbrani Üniversitesi ile olan öğrenci değişim programını iptal etti. Bu durum, akademik iş birliklerinin sona erdiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Akademik İş Birliğinin Durması
Avrupa Sosyal Antropologlar Birliği, İsrail ile tüm akademik iş birliğini durdurduğunu ilan etti. Boykot çağrılarını destekleyen akademisyenler, İsrail üniversitelerinin hükümet ve orduyla olan yakın ilişkilerinin, "işgale, apartheid sistemine ve soykırıma" dolaylı bir katkı sunduğunu savunuyor. Bu bağlamda, Filistinli akademisyenler, akademik kuruluşların "ahlaki ve hukuki olarak sorumluluk taşıdığını" vurguluyor.
Etkilerinin Derinleşmesi
Boykot tartışmaları, Avrupa Birliği’nin, İsrail’i 875 milyon euroluk Horizon Europe araştırma fonundan kısmen men etme planıyla daha da büyümekte. İsrail hükümeti, bu kampanyalara karşı 22 milyon euro bütçe ayırırken, araştırma fonlarındaki azalma ve beyin göçü ihtimali akademi çevrelerinde kaygılara yol açıyor.
İstanbul Üniversiteleri ve Yerel Boykotlar
Yerel üniversiteler de bu eğilime katılabilir. Türkiye’deki üniversiteler, global akademik ortamda nasıl bir tavır alacaklarını ve bu durumun öğrenci kabul süreçlerine nasıl yansıyacağını merakla bekliyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), bu durumu dikkate alarak gelecekteki burs, kontenjan ve kayıt işlemlerine yönelik politikalarını gözden geçirebilir.
Gelecekte Ne Olacak?
Bazı uzmanlar, akademik boykotların tek başına etkili olmayacağını öne sürse de, Glasgow Üniversitesi Rektörü Ghassan Abu-Sittah, “Tehdit bile İsrail’i geri adım atmaya zorlayabilir” açıklamasıyla dikkat çekiyor. Bu yorum, boykotların etkisinin belirsizliğini koruduğunu, ancak potansiyel olarak önemli sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.
Kısa Yorum
Günümüzde akademik boykotlar, yalnızca eğitim kurumlarını değil, aynı zamanda uluslararası ilişkileri de derinlemesine etkileyen bir mesele haline gelmiştir. Bu tür adımlar, akademik toplulukların etik sorumluluklarını vurgularken, aynı zamanda öğrenci ve akademisyenlerin geleceğini şekillendirme potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla, bu durumun sürdürülebilirliği ve etkileri ileriye dönük izlenmelidir.