Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler Hakkında İddianame Tamamlandı

Soruşturma Sonuçlandı: 26 Sanık Hakkında Cezalandırma Talebi

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu 13’ü tutuklu 26 sanık hakkında yürütülen ‘ihaleye fesat karıştırma’ ve ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım’ suçlarına ilişkin soruşturmayı tamamladı. Köseler’in, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘hileli davranışlarla zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırma’, ‘zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplam 17 yıl 6 aydan 67 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Diğer 25 sanık hakkında da çeşitli suçlardan değişen oranlarda hapis cezası istendi.

Duruşma Salonu Gergin Anlara Sahne Oldu

Duruşma salonuna gelen Köseler, seyirciler ve avukatlar tarafından alkışlarla karşılandı. Mahkeme başkanı, bu durumu eleştirerek, “Burası tiyatro sahnesi değil. Duruşma salonu. Yargılama yapıyoruz. Bir daha böyle bir durum yaşanmasın” şeklinde uyarıda bulundu.

Köseler’in Savunması: "İftiralarla Karşılaşıyorum"

İlk duruşmada savunmasını yapan Alaattin Köseler, Beykoz’da siyasi görüşü farklı olan herkesin belediye başkanı olarak görev yaptığını belirtti. Seçim çalışmalarında Metin Ülgey ve Veli Gümüş’ün kendilerine yardımcı olduğunu ifade eden Köseler, “Bu seçimde inanan sayısı çok azdı. Fark çok büyüktü. Verilen ifadelere karşıt Metin Ülgey Ataşehir Belediyesi’nde hiçbir zaman görev almamıştır” dedi.

"İddianameyi Yazanın Vicdanı Yok mu?"

Köseler, iddianameye göre ifade veren kişinin ihalelerin 90 derecelik kısmında yetkisi varken diğer 90 derecelik kısımdan sorumlu olamayacağını belirterek, “Burada başka bir niyet görüyoruz. Bu iddianameyi yazanın hiç mi vicdanı yok” şeklinde konuştu.

Sonuç ve Değerlendirme

Bu dava, yerel yönetimlerdeki yolsuzluk iddialarının ne denli ciddi boyutlara ulaşabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Alaattin Köseler’in savunması, kamuoyunda tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. İddiaların ciddiyeti ve mahkeme sürecinin nasıl ilerleyeceği, hem Beykoz halkı hem de Türkiye genelinde dikkatle izlenecek.

Bu tür davalar, sadece bireyleri değil, aynı zamanda kamu kurumlarının güvenilirliğini de sorgulatıyor. Dolayısıyla, adaletin yerini bulması ve şeffaf bir yargılama sürecinin yürütülmesi büyük önem taşıyor.